Hipertansiyon erişkin toplumun yaklaşık üçte birini (% 29-45) etkileyen, 60 yaş üstünde 3’te 2 sıklığa ulaşan yaygın bir sağlık sorunudur.
İnme kaynaklı ölümlerde bilinen en önemli neden hipertansiyon olduğundan, hipertansiyon prevalansıyla inme nedenli ölüm arasında yakın ilişki olduğu bildirilmektedir. Batı Avrupa ülkelerinde azalan bir trend görülürken, Doğu Avrupa ülkelerinde inmeye bağlı ölüm oranlarında net bir artış izlenmektedir.
Tansiyonu yükselten organik hastalıklara bağlı olmayan hipertansiyona “esansiyel” veya “primer” hipertansiyon denilmektedir. Hipertansiyon olgularının %95-97’sini bu grup oluşturmaktadır.
Neden olur?
Hipertansiyonun nedenleri arasında aile öyküsünün pozitif olması, kalıtsallık çalışmalarının çoğunda %35 ile %50 arasında değişmektedir. Kalıtım dışında aşırı tuz tüketimi, kilo fazlalığı, hareketsiz yaşam tarzı, stres, sigara, alkol tüketimi de suçlanan diğer faktörlerdir.
Mevsimler ve Hipertansiyon
İklimsel değişikliklerin kan basıncına etkileri vardır. Vücudumuz ve kan damarlarımız hava sıcaklığı değişikliklerine, atmosferik nem ve basınç değişikliklerine tepki vermektedir. Sıcak havalarda tansiyon değerlerinde genel bir düşme eğilimi, soğuk havalarda ise yükselme eğilimi söz konusudur. Bu yükselme eğiliminde soğuğun damar sistemimize yaptığı vazokonstrüktör etki yanında, kışın azalan hareketin ve kilo artışının da rolü vardır. Yazın ise genelde sıcak etkisiyle damarlarda genişleme ve terleme nedenli sıvı kayıpları hipotansiyondan sorumludur.
Yaz dönemlerinde kilo vermenin ve hareketli yaşam tarzının olumlu etkisi de tansiyonu düşürebilmektedir. Havayla ilişkili değişikliklerin 65 yaş üstünde ve bazı bireylerde daha belirgin olduğu bilinmektedir. İklim değişikliği hassasiyetinin fazla olmasının daha yüksek tansiyon değerleriyle ve daha yüksek riskle ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Hipertansiyon tedavisinde iklimsel etkileri dikkate almak ve kişiye özel yaklaşımlar yapmak gereklidir.
Nasıl ki hipertansiyonu olan her hastaya aynı ilaç grubunu veremiyorsak, iklimsel etkilenmesi fazla olan hastaların ilaçlarını da özenle seçmemiz ve daha yakın takip etmemiz gereklidir. Fazla terleyen ve yazın çok hareket eden olgularda, sıcaklarda diüretik-idrar söktürücü ilaçlardan kaçınmak iyi bir yaklaşım olabilir. Su kaybı sonucunda vasküler yatak boşalır ve alınan damar genişletici ilaçların etkisi daha belirginleşir. Bu hastaların fazla tuz içermeyen bol sıvı almaları teşvik edilmelidir.
İklimsel etkilenme düşünülen olgularda tansiyonla ilişkili belirtiler dikkate alınmalı, sık aralıklarla tansiyon takibi yapılmalı, gerekirse tansiyon holteriyle takip düşünülmelidir. Hipertansiyona bağlı komplikasyonlardan korunmak için sıcaklık değişkenliği bireysel bazda ele alınmalı ve kişiye özel, ideal tedavi koşulları sağlanmalıdır.
Sağlıklı ve tansiyonsuz günler dileriz.
Bu yazı Dr. Mehmet Ali Kutsal tarafından hazırlanmıştır.
Daha ayrıntılı bilgi için Amerikan Tıp Merkezi Kardiyoloji Bölümü ile iletişime geçebilirsiniz.