İçerikte Neler Var?
Pandemi Döneminde Çocuklarımızla Nasıl İletişim Kurmalıyız?
Çocuklar için okul ortamının anlamı, ev ortamı gibi rahat bir hayat sürülen yerden kurallarla dolu bir hayata geçiş demektir. Okul yeri arkadaşlıklar, oyunlar, rengarenk kalem ve defterler anlamına da gelmektedir. 2020 yılının kış mevsiminden itibaren içinde bulunduğumuz ve devam eden salgın hastalık dönemi çocukların eğitim-öğretim hayatı ile ilgili alışkanlıklarını ve düşüncelerini de değiştirmeye başladı. Yeni okul hayatları ve öğrenme şekilleri onların daha önceden pek alışık olmadıkları yöntemleri içermektedir. Bu durum ailelerin organize olmalarını güçleştirmektedir. Bu sisteme uyum sağlamak için neler yapılması gerektiğine çocuğun yaşı ve bilişsel kapasitesi göz önüne alınarak karar verilmelidir. Öncelikli olarak değişen okul sisteminin nedenlerini çocuğa mutlaka anlatmak gerekir. Okula az gitmelerinin sadece hastalanmaktan korkmamız olarak açıklanmamasına aynı zamanda çevresindeki insanların sağlığını da korumak için böyle bir yönteme başvurulduğu anlatılmalıdır.
Çocuğunuza sürekli hastalıktan bahsetmeyin
Hastalıktan sürekli söz etmek çocukların kaygılarını arttırmaktadır. Çocuklarımızın bizlerin kaygılarından da etkilendiğini unutmamalıyız. Kendi kaygılarımızı kontrol etmeye ve çocuğun anlayabileceği bir dilde ifade etmeye çalışmalıyız. Sadece okula az gitmek ve sosyal iletişimi sınırlandırmakla bu durumun yarattığı endişeden kurtulamayacağımızı anlatmalıyız.
Çocuklar kaygıları arttığında bu durumun ortaya çıkardığı sonuçlarla kendileri baş edemezler. Ebeveynlerine ve yaşadıkları çevreye güven duyma ihtiyacı içindedirler. Bilginin kaygıyı azalttığını unutmayarak kaygılarla baş etmek için ufak adımlarla yol almayı deneyebiliriz.
Hastalanarak sağlığını kaybetmekten korkan çocuklarımıza öncelikle sağlığımızı korumak için neler yapmamız gerektiğini anlatabiliriz.
Sağlıklı beslenmek, kendimizin ve çevremizin temiz olmasına özen göstermek üzerinde durulması gereken önemli konulardır. Sağlığımızı tehdit edebilecek durum ve yerleri belirlemek ve bunlarla ilgili olası riskleri konuşmak, çocukların kaygılarını anlamak için etkili bir yoldur.
Çocuğunuzla birlikte çözüm planları oluşturun
İçinde bulunduğumuz ve hepimizi kaygılandıran bu salgının aile bireylerimizi etkilemesi durumunda neler yapabileceğimizi birlikte konuşarak bir çözüm planı oluşturabiliriz. Tüm bu durumlarla ilgili konuşmalarımızı çocuğumuzun kaygılarını anlayarak, çözümü oluşturmak için bir ekip olmamız gerektiğinin altını çizerek, olumlu ifadeler içeren bir tarzda yapmamız daha uygun olacaktır.
Çocuğun yaşı ve gelişimi göz önüne alınarak açıklamalar yapmak, onu hastalıklarla ile ilgili kaygılarıyla yüzleştirmek iletişimimizin sürekliliğine yardımcı olacaktır. Okuma yazma bilen bir çocuk için endişelendiği şeylerin listesini yapmak ve bu liste üzerinde konuşmak çözüm üretirken kolaylaştırıcı olabilir. Okuma yazma bilmeyen çocuklar için ise resim yaparak ve oyunla kaygılarını ifade etmek de yine daha rahat oldukları etkinlik biçimleridir. Hastalıklarla ilgili kaygılarının arttığı durumlarda rahatlama teknikleri uygulamak, fiziksel oyunlar, müzik dinlemek, kitap okumak, bulmaca çözmek başvurabileceğimiz çözüm yolları olabilir.
Ebeveynler Online Eğitim Dışında Çocuklarını Nasıl Destekleyebilir?
Ev içerisinde daha çok öğrenme fırsatları yaratın
Yine bu dönemde eğitim ve öğretimin sadece okulda başlayıp bitmediğini unutmamak gerekir. Belki eski yıllara göre ev içerisinde daha çok öğrenme fırsatları yaratmak gerekebilir. Çocuğun dersleri ve ödevlerini yapmak dışında da öğrenmesinin yeterli olup olmadığı gözden geçirilebilir.
Öncelikle günlük tekrar eden ve yapılması zorunlu olan sorumlulukları gözden geçirmek gerekir.
Günü belirli zaman dilimlerine bölerek plan yapın
Temel alışkanlıkları sanki okula gider gibi sürdürmeye çalışmalıyız, çok geç saatte yatmak ve sabah geç kalkmak ideal bir yaşam şekli değildir. Alışkanlıklarımızı ve sorumluluklarımızı da etkileyen bir düzene dönüşmesi kaçınılmazdır. Bu düzeni iyi yönde kurmak için tüm aile çaba göstermelidir. Serbest zaman aktivitelerinin de zamanı olmalıdır. Oyun için ayrılmış bir zaman dilimi olmalı, oyun gibi aktivitelerin sorumlulukların öncelikli olduğu anlatılarak ancak bunlar yerine getirildikten sonra yapılabileceği netleştirilmiş olmalıdır.
Özellikle küçük yaştaki çocuklar evde ebeveynleri ile fazla zaman geçirmeye başlayınca oyun için talepleri de artmaktadır. Bu durumda mutlaka sınırlandırılmış olmalıdır. Oyunlarda sınırlandırma yapılmadığında çocukların artan taleplerinden ebeveynlerin de bunaldığını, bir süre sonra çatışmaların başladığını görmekteyiz.
Ekran karşısında geçirilecek süreyi önceden belirleyin
Bilgisayar, televizyon ve benzeri elektronik ortam çocukları cezbetmekte ve kendilerini sınırlandırmakta zorlandıkları bir alan olarak görülmektedir. Ekran karşısındaki geçirilecek süre önceden belirlenmiş olmalı ve izledikleri bittikten sonra aleti kapatarak ebeveynlere teslim etme alışkanlığı oturtulmalıdır.
Online eğitimi bir fırsata çevirin
Online eğitim, içinde bulunduğumuz bu dönemde öğrenmek için bir fırsat olarak düşünülmelidir. Kendi içerisinde zorlukları olmakla birlikte bu öğrenme kaynağını da verimli kullanmak çocukların menfaatine olacaktır. Bu eğitim sisteminin de bir planı programı olmalıdır. Çocuğun en yüksek şekilde faydalanabilmesi için ebeveynlerin de bu sistemde öğretilen dersleri takip etmesi gerekmektedir. Çocuklarımızla iletişimimi güçlü tutarak ve yeni öğrenme fırsatlarını da değerlendirerek içinde bulunduğumuz bu dönemi aşmaya çalışmalıyız.
Daha ayrıntılı bilgi için Psikoloji Bölümü ile iletişime geçebilirsiniz.