İçerikte Neler Var?
Bulimia Nervoza Nedir?
Bulimia nervoza bir yeme bozukluğu türüdür. Hemen her gün yüksek miktarda ve kalori düzeyi fazla yiyeceği tıkınırcasına tüketme dikkati çeker. Kilo almayı önlemek için kişi yeme nöbeti arkasından kusma yoluna başvurur. Yeme nöbeti iştah açılması ile ilgili olmadığı gibi durma da doygunluk hissetme ile ilgili değildir.
Yeme Nöbetleri Neden Oluşur?
Kişi kendisini bu şekilde davranmaya, tıpkı bağımlı bir insan gibi zorunlu hissetmekte, yapmadığında derin bir huzursuzluk hissetmektedir. Belirgin bir biyolojik ya da genetik köken saptanamamış olup yeme nöbetlerinin psikolojik nedenlere bağlı olduğu düşünülür. Bu gibi nöbetler kimi zaman anoreksiya nervoza olarak bilinen “ince bir bedene sahip olma” tutkusu ile dönüşümlü olarak ortaya çıkabilir, ancak kendi başına da olabilir. Bulimia bu tipik özellikleri gösterebileceği gibi daha hafif seyreden durumlara da rastlanabilir.
Bulimia’nın Altında Öfke veya Utanç Duygusu Olabilir!
Tıkınırcasına yeme tutkusunun altında öfke ve utanç gibi bastırılmış duygular yatabilir. Kişinin yeme davranışını kontrol edememesi ve kendine bu konuda sınır koyamaması hem kendisi hem de yakınlarında kaygıya neden olur. Sık tekrarlayan kusmalar yemek borusunda tahriş yaratabilir.
Kusma olmadığı dönemlerde beden ağırlığında artış görülebilir. Tıkınırcasına yeme yanısıra bulimik kişi gün boyunca abur cubur olarak nitelenen gıdalarla düzensiz olarak da besleniyor olabilir. Daha çok kadınlarda ve genç kızlarda görülen bulimia nervozanın psikolojik nedenleri konusunda bir çok teori üretilmiştir. Bunlar arasında çocukluk çağı ruhsal travmaları, ailelerde görünür ya da ilk bakışta dikkati çekmeyen ilişkisel sorunlar ve anlaşmazlıklar, dissosiyatif bozukluk gibi bazı fark edilmeyen psikiyatrik rahatsızlıkların varlığı, kimlik çatışması ve beden imajı konusunda kaygılar, duyguların ifade edilmesinin aile içi krize yol açmasını engellemek için uzun süre bastırılması rol oynayabilir.
Bulimia Nervoza Tedavisi
Bulimia nervozanın tedavisinde antidepresan ilaçlar sınırlı bir etkinliğe sahiptir ve çoğu zaman da etkisiz kalır. Neden iştah ile ilgili olmadığından iştah kapatıcı bir madde ya da ilaç da yararlı olmaz. Kişinin bu davranışı dışarıdan kontrol ile giderilemez. Kontrol becerisi kişinin kendi içinden sağlanmalı ve irade kişinin kendisinden gelmelidir. Bu ise bilişsel-davranışçı, dinamik, travma odaklı psikoterapilerle aile psikoterapisinin bir kombinasyonundan oluşur. Belirtilerin psikoterapiye rağmen uzun süre devam edebileceğinden sonuç alana dek sabır göstermenin önemi büyüktür.
Bu yazı Prof. Dr. Vedat Şar tarafından hazırlanmıştır.
Daha ayrıntılı bilgi için Koç Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Bölümü ile iletişime geçebilirsiniz.