Tik Nedir? Neden Olur?
Tikler belirli kas gruplarında meydana gelen, aniden ortaya çıkan, yineleyici, basmakalıp ve ritmik olmayan, motor hareket ya da ses çıkarma şeklinde görülen istem dışı hareketlerdir. Tik genellikle erkek çocuklarda ve erken yaşlarda başlar, ruhsal nedenlerle ortaya çıkar. Tiklere 3-4 yaşından önce genellikle rastlanmaz. En fazla görüldüğü zamanlar 6-7 yaşlar ve ilk ergenlik (11-13 yaş) dönemidir. Tikler eskiden olduğu gibi sadece öğrenilmiş davranışlar olarak düşünülmemektedir.
Tikler nörobiyolojik yapısal bozukluklar nedeniyle oluşan, ancak çevresel uyaranlar sonucu kötüleşip iyileşebilen durumlardır. Yani davranışçı tekniklerle çevre etkileri veya bireyin çevreden etkilenmesi modifiye edilebilir. Her bireyin çevresi ve çevreyle etkileşimi farklı olduğundan, bireyin çevreyle etkileşimini tikler yönünden detaylıca anlamak gerekir. Bu anlayış tiklerle mücadele konusunda hem bireyin hem de doktorunun elini güçlendirecektir.
Aileler Tiki Olan Çocuğuna Nasıl Davranmalıdır?
-Tiki olan çocukların aileleri aşağıda belirtmiş olduğumuz konularda dikkatli olmalıdır.
-Tedavi ile ilgili hem medikal (ilaç) hem de davranışçı terapi yöntemleri yakından takip edilmelidir. Çocuğunuzun ilaçlarını düzenli kullanıyor olması ve terapideki kazanımlarının evde de düzenli olarak devam ettirilmesinde ailenin desteği önemlidir.
-Tikleri artıran ve azaltan faktörler aile gözlemi ve desteğiyle belirlenmelidir. Bu durumlar üzerinden konuşulmalı, tikleri artırdığı düşünülen durumlar mümkün olduğunca azaltılmalı, tersine tiklerin daha az oluştuğu gözlemlenen ortamlar desteklenmelidir.
-Tiklerin ne olduğu anne baba tarafından tam olarak öğrenilmeli ve çocuğun da öğrenmesine yardımcı olunmalıdır. Çocuk ne kadar bilgili olursa, tikleriyle o kadar kolay başa çıkabilir. Bu durumda, terapistle birlikte belirlenen rakip cevap ile ilgili alıştırma yapılması da faydalı olmaktadır.
-Ev ortamındaki çatışma ve gerginlikler mümkün olduğu kadar azaltılarak, çocuğun kendini güvende hissetmesi sağlanmalıdır.
-Ailedeki tüm bireylerin bu davranışı ön plana çıkararak rahatsız olduklarını sık sık hissettirmeleri tike bağlı kaygıyı artırarak davranışı sıklaştırabileceği için, bu tür tutumlardan kaçınılmalıdır.
-Korku ve gerginlik karşısında tik tepkisi arttığından, konuyla ilgili sert tepki gösterilmemelidir.
-Çocuğa sevildiği hissettirilerek, olumlu bir benlik algısı ve kendine güven duygusu geliştirmesi sağlanmalıdır.
-Aileler tarafından çocuğu sürekli ikaz edip yapmaktan vazgeçmesini istemek, onu duygusal ve fiziksel yük altına sokmakta, bu da tiklerin devam etmesine ya da yeni tikler oluşmasına yol açabilmektedir. Bu konuda dikkatli olunmalıdır.
-Çocuk tikleri bir süre durdursa dahi, bu tiklerin onun kontrolü altında olmadığı bilinmelidir. Ebeveynlerin yaklaşımı bu yönde olmalıdır.
-Tikler çocuğun özgüvenini tehdit eder, sosyal uyumunu bozar. Tikleri olan çocuklar genellikle sosyalleşme konusunda ve arkadaş edinmede zorlanırlar. Çocuğun sosyalleşmesi için arkadaşlarıyla oyun ortamı yaratmasına ve ilişkide olduğu diğer yetişkinlerden destek alarak olumlu sosyal ilişkiler geliştirmesine yardımcı olunabilir.
-Bunların dışında, tiklere müdahalede çok yönlü yaklaşım gerekmektedir. Aileye danışmanlık, çocuğa psikoterapi ve davranış tedavisiyle birlikte ilaç tedavisi de uygulanabilir.
Bu yazı Dr. Tuba Mutluer tarafından hazırlanmıştır.
Daha ayrıntılı bilgi için Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı (Psikiyatri) bölümümüzle iletişime geçebilirsiniz.