İçerikte Neler Var?
Sağlıklı yaşlanmak ne demek…
Sağlıklı yaşlanmayı yıllar geçtikçe oluşan fiziksel ve ruhsal değişimleri olumlu yönde yaşamak olarak tanımlayabiliriz. Öncelikle genç yaşlarda geleceğe yönelik sağlık yatırımları yapılmalıdır. İyi beslenme, hareketli fakat düzenli bir yaşam ve iyi uyku, sağlıklı yaşlanmanın üç ayağını oluşturur.
Sağlıklı yaşlanmak için nelere dikkat etmek gerekir?
Özellikle alkol ve sigara tüketiminin yaşlılığı hızlandırdığı konusunu belirtmek gerekir. Toplumun büyük bir kısmı şehirlerde yaşamaktadır. Yoğun iş temposu, trafik, yorucu insan ilişkileri stresimizi artırmakta ve yaşlanmayı hızlandırmaktadır. Ruhsal dengemizi sağlamak çoğunlukla zor olmaktadır.
Ruhsal ve fiziksel rahatlama metotlarınızı bulun…
Ruhsal ve fiziksel rahatlama metotlarını geliştirmek çok önemlidir. Bu bir kişide çiçek yetiştirmek olabilirken, diğer kişide yoga yapmak veya sosyal kulüplerde sevdiği insanlarla ortak bir konuyu paylaşmak olabilir. Bu tarz sosyalleşmelerle aktif yaşamdan kopmamak çok önemlidir.
Emeklilik sonrası…
Emekli olup bir köşeye çekilmenin yaşlanmayı hızlandırdığı bilinmektedir. Emeklilik döneminde de aktif bir yaşam sürdürülmelidir.
Gıda ve sudaki toksinler, havadaki kirlilik ve radyasyon yaşlanmayı hızlandırmaktadır. Gıda ve su seçimlerinde bu konu göz önünde bulundurulmalıdır. Hava kirliliği için maalesef kişisel önlem almak zordur. Yaşanacak yeri belirlerken, bu konunun ön plana alınması gerekmektedir.
Beslenmenin önemi nedir?
Beslenme şeklimiz yaşlanma sürecimizi etkileyen en önemli etkenlerden birisidir. Öncelikle, yaş ilerledikçe metabolizmamızın yavaşladığını unutmamak gerekir. Beslenmede anahtar yaklaşım “kalori kısıtlaması”dır. İhtiyaçtan fazlasını tüketmek kilo artışına, dolayısıyla da yaşlılığın hızlanmasına neden olmaktadır. Özellikle aşırı tuz tüketimi en büyük sorunlardan biri olarak görünmektedir. Tam tersi bir durum olan aşırı kalori kısıtlamaları ise kas eksilmesine ve genel durumun bozulmasına neden olmaktadır.
Yıllar ilerledikçe gelişen kronik hastalıklar zorunlu diyetleri de beraberinde getirmektedir. Burada diyetin iyi organize edilmemesi sonucu kalori, vitamin ve mineral eksiklikleri riski ortaya çıkabilmektedir. Sağlıklı beslenmede gıdalardaki toksik maddelerden uzak durmak, doğal beslenmeye yönelmek ve işlenmiş gıdaları mümkün olduğunca az tüketmek gerekir. Bu sayede oksidasyon olayları azaltılabilir ve sağlıklı bir yaşlanma sağlanabilir.
Türkiye gibi bir Akdeniz ülkesinde büyük bir şans olan Akdeniz Diyetini uygulamak çok yararlı olacaktır. Bu diyetin kilo kontrolünü sağlayıp, kanser ve kalp damar hastalığını azalttığı gibi, yaşam süresini de sağlıklı bir şekilde artırdığı bilinmektedir.
Popüler Diyetler ve yaşlanma…
Gündemdeki popüler diyetler vegan beslenme, düşük karbonhidratlı, düşük yağlı ve yüksek proteinli diyetlerle ketojenik diyetlerdir. Vegan diyet uygulandığında çinko, kalsiyum, B12 gibi bazı vitamin ve minerallerle desteklenmesi gerekmektedir.
Düşük yağlı ve normal veya yüksek karbonhidratlı diyetlerde ise yeme isteğinin artması riski mevcuttur. Ketojenik diyetler ise uzun süre uygulanması zor olan bir diyet türü gibi görünmektedir.
Bunların arasında “intermittant fasting”, yani aralıklı açlık diyetinin yaşlanma üzerine olumlu etkisi olduğu yönünde literatürde yayın sayısı artmakta ve önerilme oranı da gün geçtikçe artmaktadır.
Sağlıklı yaşlanmak için egzersizin önemi nedir?
Yaşlılıkta en sık görülen hastalıklar hareket sistemi hastalıklarıdır. Bu nedenle iyi bir egzersiz programı ile kas, kemik ve eklemlerimizi koruyabiliriz. Yıllar geçtikçe bağlarımız sertleşir, kemik dokularımız zayıflar eklem yüzeylerimiz dejenere olur. Bunları tamamen durduramayız ama yavaşlatıp uzun yıllar aktif yaşamımızı sürdürebiliriz.
Ağır egzersizleri kesinlikle önermeyiz. Çünkü yapılan çalışmalarda, ağır egzersiz yapanların kalp-damar hastalıklarından ölüm oranı neredeyse egzersiz yapmayanlar kadar bulunmuştur. Egzersiz olarak yürüyüş ve vücut duruşunu (postürünü) düzeltecek spor türlerini (pilates vb.) yapmak gerekir.
Egzersiz fiziki gücün artması, hastalık risklerinin azalması, kilo verilmesi, salgılanan hormonlar ve ara maddelerle daha mutlu olunmasını sağlar. Depresyona karşı en iyi ilaçlardan birisidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, aşırı kilo ve obezitenin kişide bazı kanser türlerinin gelişme riskiyle açıkça ilişkili olduğu yönünde kanıtlar sunmuştur. Bu nedenle aktif bir yaşam sürmek ve düzenli hareket halinde olmak için egzersiz çok önem kazanmıştır.
Sağlıklı yaşlanmak için sosyal ilişkiler önemli mi?
Yaşlılık bütünseldir. Yalnızca fiziksel değil, ruhsal açıdan da yaşlanırız. İnsan sosyal bir varlıktır. Yaygın olan görüş, kişinin sosyal çevresiyle beraber yaşlanmasıdır. Aile, iş çevresi ve arkadaşlar bizi yaşama bağlar. Amaemekli olunması, ailelerin genişleyip dağılması, arkadaş çevresindeki kayıplar sosyal çevreyi daraltır.
Emekli olup bir köşede oturmanın kişinin yaşamına olumlu etkisinin olmayacağı muhakkaktır. Bu nedenle hobilerin olması, iş dışı sosyal ve sanatsal faaliyetlere katılma faydalı olacaktır. Örneğin bir amatör tiyatro topluluğunda kendinizden yaşça küçük birçok kişiyle aynı frekansı yakalayıp uzun yıllar arkadaşlık yapabilirsiniz.
Sosyal yardım kurumlarında aktif görevler üstlenebilirsiniz. Sanat ve edebiyat toplantılarının üyesi olup, aynı duygu ve zevki paylaşabileceğiniz her yaştan insanla bir araya gelebilirsiniz. Bu yaşam şekli yaşlılığın en büyük iki tehlikesi olan depresyon ve bunamayı (demans) önlemede oldukça etkindir.
Modern toplumlarda yalnızca yaşlanmayla toplumda saygın bir yer edinmek mümkün değildir. Genellikle üretken olmayan yaşlılar maalesef toplum dışına itilmektedir. Çünkü, insanların ileri yaşlarda da topluma katkı sunması beklenmektedir. Yıllar boyu edinilen kültür, tecrübe ve bilgi birikiminin genç nesillere aktarılması yaşlanmakta olan kişiyi üretken kılacak, toplum dışına itilmesini önleyecektir. Toplumda aktif görev yapan yaşlıların daha saygın olduğu ve daha sağlıklı bir yaşlılık periyodu sürdüğü bilinmektedir.
Sağlıksız koşullarda orta yaşa gelmiş biri neler yapabilir?
Burada sağlıksız koşullardan ne anlaşıldığı önemlidir. Kötü beslenme, hareketsiz yaşam, aşırı alkol ve sigara tüketimi gibi birçok olumsuz faktör olabilir. Öncelikle sağlıksız koşulları belirlemek ve bunlarla nasıl mücadele edilebileceğinin planını yapmak gerekir. Çünkü, yılların alışkanlıklarını değiştirmek çok kolay değildir.
Bu kişilerin sağlık profesyonellerinden yardım alması gerekir. Fakat insan vücudu oldukça iyi yenileme mekanizmalarına sahiptir. Hangi düzeyde olursa olsun, kötü şartlardan uzaklaşmak mutlaka düzelmeyle sonuçlanır. Düzelmenin seviyesi ise sağlıksız koşulların vücutta yaptığı hasara göre değişir.
İlk yapılması gereken şey, yaşam tarzının incelenmesi ve değişimin planlanmasıdır. Çok kilolu bir insana “Sana diyet uygulayacağız ve kilo vereceksin” dediğimizde bunun kısa bir süreç olduğunu düşünebilir. Bu kişiye “Beslenme alışkanlıklarını değiştirmelisin ve bundan sonraki yaşamında bu tarz beslenmelisin” dediğimizde, bunun sürekli olduğunu algılar.
Biz günlük pratiğimizde sağlıksız yaşam koşullarını düzeltmeye niyetli kişilerin biraz destekle büyük ölçüde düzelebildiklerini görüyoruz. Yani kişinin yaşam tarzını değiştirmesiyle en büyük ve olumlu değişiklikleri başlatacağı konusundaki farkındalığı bunun ilk adımıdır, diyebiliriz.
Hangi yaştan itibaren yaşlanmayı ciddiye alıp ona göre davranmak gerekir?
Yaşlılık herkeste aynı seyretmez ve yaşlanma belirtileri farklı yaşlarda ortaya çıkabilir. Ama ortalama 35-40 yaş civarında ileri yaşlar için hazırlık yapmak gerekir. Modern çağda, özellikle şehir yaşamında eğitimin tamamlanması, aile kurma, iş açısından düzeni oluşturma gibi sosyal zorlukların aşıldığı dönem bu yaşlara denk gelmektedir.
Birçok kişi bu dönemde daha çok yemek, daha az hareket etmek, eğlence aktivitelerine daha çok zaman ayırmak eğilimindedir. Bu nedenle yaşlanmaya yönelik önlemlerin alınması, öncelikle sağlıklı yaşam konusundaki farkındalıkla ve disiplinle başlayacaktır.
Sağlıklı yaşlanmak için sağlık kontrollerini ne sıklıkta ve hangi kapsamda yapmak gerekir?
Yaşlılığa hazırlanmak veya yaşlılık dönemini sağlıklı geçirmek amacıyla genel sağlık kontrollerini yaptırmak faydalı olacaktır. Sağlıklı olmak ve sağlıkla yaşlanmak için herhangi bir sağlık problemi yaşamadan düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak önemlidir.
Bu kontroller sırasında aile ve genetik özelliklere bağlı sağlık riskleriyle sağlık ihtiyaçları belirlenir ve kişide o hastalık ortaya çıkmadan, gerekli tetkik ve muayenelerle erken tanıya gidilebilir. Erken tanısı konulmuş hastalıkların tedavi başarısının yüksek olması ve erken tanının yaşam kayıplarını önlemesi belli durumlar için düzenli tarama testlerinin yapılmasını zorunlu kılmıştır.
Dikkat edilmesi gereken bir konu da, daima kişinin kendisini tanıyan bir doktorunun olması ve onun önerileriyle hareket etmesidir. Yapılan genel sağlık kontrolünde klasik tetkiklerin yanında, ailevi risk faktörlerini göz önünde tutan, sağlıklı yaşam için gereken ama genel kontrollerde yapılmadığı için gözden kaçabilen bazı hormon, vitamin ve mineral tetkiklerini de içeren bir program uygulanmalıdır.
Bu genel kontroller doktorun önerilerine göre yılda bir veya iki yılda bir yapılabilir. Kişinin örneğin insülin direnci varsa, bunun tekrar değerlendirilmesi için 1 yıl uzun bir süredir. Bu hasta 3 veya 6 ay sonra insülin direnci konusunda yeniden değerlendirilir. Ya da birinci derecede yakınlarında erken yaşta kalp krizi öyküsü olan kişinin kalp damar sağlığı açısından belli muayene ve testleri daha erken yaşta yaptırması gerektiği doktoru tarafından belirlenir.
Kronik hastalığı olanlar sağlıklı yaşlanmak için neler yapmalı?
Kronik hastalıklar, yaşamımızın sonuna kadar bizi etkileyen kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, böbrek yetersizliği, kemik erimesi, depresyon, demans, Alzheimer hastalığı gibi hastalıklardır.
Her kronik hastalığın organlarda yaptığı belirgin hasarlar vardır. Örneğin şeker hastalarında kalp damar sistemi, böbrekler, göz ve çevresel sinirlerde (periferik sinirler) hasarlar oluşabilir. Hastalığın kontrol altında tutulması ve bu organlara yönelik koruyucu önlemler sağlıklı bir yaşam sürmeyi, dolayısıyla sağlıklı yaşlanmayı sağlar.
Bu hastalarda da genel olarak sağlıklı yaşam prensipleri aynı olup, hastalığın özelliğine göre yeniden düzenlenmelidir. Örneğin böbrek hastalığı olan ve potasyumu yüksek seyreden bir hasta sağlıklı bir birey gibi sebze veya meyve tüketemez. Bunun için bir diyetisyen desteğine ihtiyaç vardır. Kronik hastalığı olanların yakın doktor kontrolü altında olması bazen bir avantaj olmaktadır. Çünkü, bu hastalar genel sağlık açısından risklerini daha erken dönemde öğrenip önlem alabilmektedir.
Özetle; sağlıklı ve dengeli beslenmek, hareket ve egzersiz, kilo kontrolü, sigara ve alkolden uzak durmak, yeterince ve düzenli uyku, stresle başa çıkmayı öğrenmek, sosyal olmak, düzenli sağlık kontrolleri yaptırmak gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmak bizi her yaşımızda genç tutar…
Daha ayrıntılı bilgi için Göğüs Hastalıkları Bölümü ile iletişime geçebilirsiniz.