Çocuğunuzla verimli zaman geçirebilmeniz için öncelikle çocuğunuzun ihtiyaçlarını fark etmeniz gerekir.
“Annesi-babası tarafından sayıldığını hisseden ve duygusal olarak tatmin olmuş çocuklar hediyelere fazla anlam yükleme ihtiyacı duymazlar.”
Bir reklam filminin anne-babalara yönelttiği “Çocuğunuz sizinle zaman geçirirken en çok ne zaman keyif almıştır?” sorusuna anne babalar aldıkları hediyeler nedeniyle çocuklarının sevindikleri o anları yanıt olarak vermişler. Ancak aynı soru çocuklara sorulduğunda onların yanıtı anne-babalarının onlara sarıldığı veya beraber çok eğlendikleri anlar olmuştur.
Bir çocuğun duygusal ihtiyaçları: Sayılmak ve aynalanmak
Jacque Lacan adlı Fransız psikanalist, çocuk gelişiminde ayna evresinden bahseder. Bu evrede çocuklar kendilerinin annelerinin gözünde nasıl görüldüklerini hayal ederek tanımlamalar yapmaya başlarlar. Bir nevi kendilerinin yansımalarını annelerinin dilinde, mimiklerinde gördükçe benlikleri gelişmeye başlar. Bu durum çocuğun benliğinin gelişimi açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Hem duygusal hem de fiziksel olarak ihmal edilen, yani sevildiği gösterilmeyen çocuklar -ironik bir biçimde- şiddet gören çocuklara göre daha çok psikolojik sorunla karşılaşabiliyorlar. Bu sebeple çocuğunuza ilgi göstermeniz çok önemlidir.
İçerikte Neler Var?
“Sen varsın ve seni görüyorum” Mesajını Çocuğunuza Nasıl Verebilirsiniz?
İfadeleri Geri Yansıtma: “Evet, orada bir kedi var!”
Çocuklar somut düşünürler, bu nedenle soyut ifadeler onlar için genellikle bir şey ifade etmez. Onlar deneyimler ve örnekler üzerinden dolaylı olarak dünyayı algılar. Çocuğunuza “Seni duyuyorum” demenizin onun zihninde yarattığı karşılık çok büyük değilken, çocuğunuzun ifadelerini sohbet içinde ona geri yansıttığınızda yarattığı etki çok daha olumlu ve büyük olacaktır. Örneğin çocuğunuz size “Anne, orada bir kedi var!” dediğinde, sizin de “Evet, orada bir kedi var!” diyerek geri yansıtmanız çocuğunuza dolaylı olarak seni dinliyorum mesajı verecektir.
Ebeveyn Tarafından Kopyalanma: “Ben de şimdi senin gibi küpleri üst üste dizeceğim!”
Çocuğunuzun davranışlarını taklit etmeniz “Seni görüyorum” mesajını dolaylı ve somut olarak verecektir. Çocuğunuzun davranışını kopyalamanın farklı aşamaları vardır. Oyun esnasında onun davranışlarını kopyalayabilmeniz için öncelikle onu takip etmeniz gerekir. Takip ederken içinde bulunduğunuz gözlemci konumunuz çocuğunuzu güvende hissettirir. Örneğin “Çok güzel bir mavi bulut çizdin, şimdi ben de senin gibi mavi bir bulut çizeceğim,” dediğinizde, çocuğunuz Annem beni izliyor, takip ediyor, beğeniyor, hatta öyle çok beğeniyor ki aynısını yapmak istiyor, şeklinde düşünmeye başlar.
Dolaylı ve aşamalı olarak çocuğun değerlilik duygusu güçlenir.
Detaylı Övgünün 3 N’si: Neyi, nasıl ve neden öveceğiz?
Çocuk gelişimi kitaplarında çocuğunuzun davranışlarını takdir etmenin öneminden bahsedilir, ancak neyi, nasıl ve neden öveceğiz konusu pek işlenmemiştir. Çocuğunuzun çaba gösterdiği eylemleri övmeniz, onun narsistleşmeden özgüven kazanmasını sağlar. Örneğin çocuğa “İlk başta zorlansan da o matematik problemine odaklandın ve çözmeye çalıştın. Denemen çok güzel,” demeniz onun emeğini yüceltirken, “Benim oğlum her zaman başarılıdır,” demeniz hem gerçekçi olmayan bir övünme yaratacak hem de her zaman başarılı olmasını beklediğiniz yargısını çocukta oluşturarak onu strese sokacaktır. Takdirin nasıl yapıldığı da ayrıca önemli. Takdir edilen davranışın net olarak ifade edilmesi, sadece kuru bir aferine kıyasla çok daha etkili olur. Çocuk hangi davranışın yüceltildiğini daha iyi anlayacaktır.
Daha ayrıntılı bilgi için Psikoloji bölümümüzle iletişime geçebilirsiniz.